Kur'an-ı Kerim Cüz-1 Sayfa-6
Kur'an-ı Kerim'in 6. sayfasında (2/BAKARA-30) - (2/BAKARA-37) arasındaki ayetler yer almaktadır.
Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben yeryüzünde bir halife
kılacağım.” demişti. (Melekler de): “Orada fesat çıkaracak ve
kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Biz Seni, hamd ile tesbih
ve seni takdis ediyoruz.” dediler. (Rabbin de): “Muhakkak ki
ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.” buyurdu.﴿30﴾ Ve (Allah), Âdem’e, (Allah’ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki
hikmetleri) öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek dedi ki: “Haydi
sadıklardan iseniz bunları isimleri ile bana haber verin (söyleyin).” ﴿31﴾ (Melekler): “Seni tenzih ederiz.” dediler. “Senin bize
öğrettiğinden başka (hiç) bir ilmimiz yoktur. Muhakkak ki
Sen, Alîm’sin (en iyi bilensin), Hakîm’sin (hikmet sahibisin).”﴿32﴾ (Allah): “Ey Âdem! Bunları onlara, isimleriyle haber ver (bildir).” dedi. Âdem
onları isimleriyle onlara bildirdiği zaman (Allah, meleklere): “Ben size demedim mi,
muhakkak ki Ben, göklerin ve yerin bilinmeyenlerini bilirim.Ve sizin
açıkladığınız ve (içinizde) gizlemiş olduğunuz
şeyleri de bilirim ?” dedi.﴿33﴾ Ve meleklere: “Âdem’e secde edin.” dediğimiz zaman
İblis hariç, (onlar) hemen secde ettiler. (İblis) direndi
ve kibirlendi. Ve kâfirlerden oldu.﴿34﴾ Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin, cennette yerleşin. Oradan (oradaki yiyeceklerden) dilediğiniz yerden bol bol yeyin.
Ve bu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.”﴿35﴾ Fakat şeytan, ikisinin (ayağını) oradan kaydırdı. Böylece ikisini de içinde oldukları şeyden (ni’metten) çıkardı.
Ve: “Birbirinize düşman olarak (dünyaya) inin. Sizin için (belli) bir zamana kadar yeryüzünde oturma ve faydalanma (geçimini temin etme) vardır.” dedik.﴿36﴾ Sonra Âdem, Rabbinden kelimeleri telakki etti (öğrendi) (ve Rabbine tövbe etti.).
Bunun üzerine (Allah), onun tövbesini kabul buyurdu. Muhakkak ki O,
Tevvab’tır (tövbeleri kabul edendir), rahîm’dir (rahmet nuru gönderendir).
﴿37﴾
6
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ ﴿٣٠﴾ وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ﴿٣١﴾ قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ ﴿٣٢﴾ قَالَ يَا آدَمُ أَنبِئْهُم بِأَسْمَآئِهِمْ فَلَمَّا أَنبَأَهُمْ بِأَسْمَآئِهِمْ قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ إِنِّي أَعْلَمُ غَيْبَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَأَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ ﴿٣٣﴾ وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلاَئِكَةِ اسْجُدُواْ لآدَمَ فَسَجَدُواْ إِلاَّ إِبْلِيسَ أَبَى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ ﴿٣٤﴾ وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلاَ مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الْظَّالِمِينَ ﴿٣٥﴾ فَأَزَلَّهُمَا الشَّيْطَانُ عَنْهَا فَأَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فِيهِ وَقُلْنَا اهْبِطُواْ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِي الأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَاعٌ إِلَى حِينٍ ﴿٣٦﴾ فَتَلَقَّى آدَمُ مِن رَّبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ ﴿٣٧﴾
٦