Hayır, siz dünya hayatını üstün tutuyorsunuz (tercih ediyorsunuz).
﴿16﴾ Ve ahiret hayatı daha hayırlıdır ve bâkidir (devamlıdır).
﴿17﴾ Muhakkak ki bu, evvelki sahifelerde de elbette var.
﴿18﴾ (Hz.) İbrâhîm’in ve (Hz.) Musa’nın sahifelerinde (var).
﴿19﴾
Bismillâhirrahmânirrahîm
Gâşiyenin (heryeri kuşatıp kaplayacak olan korkunç felâketin) haberi sana geldi mi?
﴿1﴾ İzin günü zillet içinde olan yüzler vardır.
﴿2﴾ Yorucu işler yapan.
﴿3﴾ (Onlar) kızgın ateşe atılırlar.
﴿4﴾ Kaynar su pınarından içirilirler.
﴿5﴾ Onların yiyeceği dari’den (acı, pis kokulu dikenli ağaçtan) başka bir şey değildir.
﴿6﴾ Beslemez ve açlığa da bir fayda vermez.
﴿7﴾ İzin günü naîm (güzel ve parlak) yüzler vardır.
﴿8﴾ (Dünyadaki) sa’yından (çalışmasından) razıdır.
﴿9﴾ Âli cennettedir.
﴿10﴾ Orada boş söz işitmezsin.
﴿11﴾ Orada devamlı akan bir pınar vardır.
﴿12﴾ Orada yüksek tahtlar vardır.
﴿13﴾ Ve (önlerine) konulmuş kadehler.
﴿14﴾ Ve dizilmiş yastıklar.
﴿15﴾ Ve yayılmış süslü kıymetli halılar (vardır).
﴿16﴾ Onlar hâlâ deveye bakmıyorlar mı ki, nasıl yaratılmış?
﴿17﴾ Ve semaya nasıl yükseltilmiş?
﴿18﴾ Ve dağlara, nasıl dik olarak yerleştirilmiş?
﴿19﴾ Ve yeryüzüne, nasıl düzleştirilmiş (bakmıyorlar mı)?
﴿20﴾ Artık zikret (hatırlat), sen sadece müzekkirsin (hatırlatıcısın).
﴿21﴾ Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin.
﴿22﴾ Ancak kim (arkasını) döner ve inkâr ederse.
﴿23﴾ O taktirde Allah onu en büyük azap ile azaplandırır.
﴿24﴾ Muhakkak ki onların dönüşü Bizedir.
﴿25﴾ Sonra onların hesapları muhakkak ki Bize aittir.
﴿26﴾