Tahtlar üzerinde (oturup) seyrederler.
﴿35﴾ Kâfirler yapmış oldukları şeyler (sebebiyle) cezalarını buldular mı?
﴿36﴾
Bismillâhirrahmânirrahîm
Gökyüzü yarıldığı zaman.
﴿1﴾ Ve Rabbine itaat etti ve gerçekleştirdi.
﴿2﴾ Ve yeryüzü uzatılıp dümdüz olduğu zaman.
﴿3﴾ Ve içindekileri (dışarı) attı ve boşaldı.
﴿4﴾ Ve Rabbine itaat etti ve gerçekleştirdi.
﴿5﴾ Ey insan! Muhakkak ki sen, Rabbine doğru (yola çıkarak) cehd ile (nefsinle) cihad edersin. Sonunda O’na mülâki olursun (ruhunu Allah’a ilka edersin, ulaştırırsın).
﴿6﴾ Fakat kitabı (hayat filmi) sağından verilen kimse ise.
﴿7﴾ İşte o, kolay bir hesapla hesaba çekilecek.
﴿8﴾ Ve ehline surur içinde sevinçle dönecek.
﴿9﴾ Ve kitabı (hayat filmi), arkasından verilen kimse ise.
﴿10﴾ İşte o, hemen ölümü davet edecek (helâk olmak için dua edecek).
﴿11﴾ Ve alevli ateşe yaslanacak (atılacak).
﴿12﴾ Muhakkak ki o, (dünyada) ehlinin arasında iken surur içinde sevinçliydi.
﴿13﴾ Muhakkak ki o (Allah’a) asla geri dönmeyeceğini sandı.
﴿14﴾ Hayır, (öyle değil) muhakkak ki Rabbi, onu en iyi görendir.
﴿15﴾ Bundan sonra hayır, şafak vaktine yemin ederim.
﴿16﴾ Ve geceye ve örttüğü (barındırdığı) şeylere (yemin ederim).
﴿17﴾ Ve nuru tamamlandığı (dolunay haline geldiği) zaman Ay’a (kasem ederim).
﴿18﴾ Siz mutlaka tabakadan tabakaya bineceksiniz (gök katlarından geçeceksiniz).
﴿19﴾ Artık onlara ne oluyor ki îmân etmiyorlar (inanmıyorlar)?
﴿20﴾ Ve onlara Kur’ân okunduğu zaman secde etmezler.
﴿21﴾ Hayır, inkâr edenler (kâfirler) yalanlıyorlar.
﴿22﴾ Ve Allah, onların (kalplerinde) sakladıkları şeyleri (inkârları, düşmanlıkları) en iyi bilir.
﴿23﴾ Artık onları elîm azapla müjdele.
﴿24﴾ Ancak âmenû olanlar (ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefs tezkiye edici amel) yapanlar için, kesintisiz ecir (mükâfat) vardır.
﴿25﴾