Kur'an-ı Kerim Cüz-23 Sayfa-457
Kur'an-ı Kerim'in 457. sayfasında (38/SÂD-62) - (38/SÂD-83) arasındaki ayetler yer almaktadır.
Ve (cehennemdekiler): “Biz niçin, şerlilerden addettiğimiz adamları (burada cehennemde) görmüyoruz?” dediler.﴿62﴾ Biz onları eğlence konusu edindik. Yoksa bakışlar(ımız) mı onlardan kaydı (ki onları göremedik)? ﴿63﴾ Muhakkak ki cehennem halkının bu çekişmesi kesinlikle gerçektir. ﴿64﴾ De ki: "Ben sadece uyarıcıyım. Vahid (tek), Kahhar (kahredici) olan Allah’tan başka bir İlâh yoktur." ﴿65﴾ Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, Azîz’dir (yüce ve üstün), Gaffar’dır (çok mağfiret eden). ﴿66﴾ De ki: "O (Kur’ân), Büyük Bir Haber’dir." ﴿67﴾ Siz O’ndan yüz çevirenlersiniz. ﴿68﴾ Meleil Al’â’da onlar tartışırlarken benim bir bilgim yoktu.﴿69﴾ Benim sadece apaçık bir nezir (uyarıcı) olduğum bana vahyolunuyor. ﴿70﴾ Rabbin meleklere: "Muhakkak ki Ben, tînden (nemli topraktan, balçıktan) bir insan yaratacağım." demişti. ﴿71﴾ Böylece onu sevva ettiğim ve onun içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal ona secde ederek yere kapanın! ﴿72﴾ Bunun üzerine meleklerin hepsi birden secde etti. ﴿73﴾ İblis hariç ki, o kibirlendi ve kâfirlerden oldu. ﴿74﴾ (Allahû Tealâ): "Ey iblis! Ellerimle (kudretimle) halkettiğim şeye secde etmenden seni men eden (şey) nedir? Kibirlendin! Yoksa sen yücelerden mi oldun?" dedi. ﴿75﴾ (İblis): "Ben, ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten, onu tînden (nemli topraktan, balçıktan) yarattın." dedi. ﴿76﴾ (Allahû Tealâ): "Haydi oradan (cennetten) çık! Artık muhakkak ki sen, kovulmuş olanlardansın." dedi. ﴿77﴾ Ve muhakkak ki dîn gününe (kıyâmet gününe) kadar lânetim senin üzerinedir. ﴿78﴾ (İblis): "Rabbim öyleyse beas (yeniden dirilme) gününe kadar beni inzar et (bana mühlet ver)." dedi. ﴿79﴾ (Allahû Tealâ): "Öyleyse muhakkak ki sen, tehir edilenlerdensin." dedi. ﴿80﴾ Vakti malum olan (bilinen) güne kadar. ﴿81﴾ (İblis): "Bundan sonra Senin izzetine (andolsun ki) onların hepsini mutlaka azdıracağım." dedi. ﴿82﴾ Onlardan Senin muhlis kulların hariç. ﴿83﴾
457
وَقَالُوا مَا لَنَا لَا نَرَى رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ الْأَشْرَارِ ﴿٦٢﴾ أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ ﴿٦٣﴾ إِنَّ ذَلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ النَّارِ ﴿٦٤﴾ قُلْ إِنَّمَا أَنَا مُنذِرٌ وَمَا مِنْ إِلَهٍ إِلَّا اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ ﴿٦٥﴾ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الْعَزِيزُ الْغَفَّارُ ﴿٦٦﴾ قُلْ هُوَ نَبَأٌ عَظِيمٌ ﴿٦٧﴾ أَنتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ ﴿٦٨﴾ مَا كَانَ لِي مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَى إِذْ يَخْتَصِمُونَ ﴿٦٩﴾ إِن يُوحَى إِلَيَّ إِلَّا أَنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ ﴿٧٠﴾ إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِن طِينٍ ﴿٧١﴾ فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ ﴿٧٢﴾ فَسَجَدَ الْمَلَائِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٧٣﴾ إِلَّا إِبْلِيسَ اسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنْ الْكَافِرِينَ ﴿٧٤﴾ قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنتَ مِنَ الْعَالِينَ ﴿٧٥﴾ قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِّنْهُ خَلَقْتَنِي مِن نَّارٍ وَخَلَقْتَهُ مِن طِينٍ ﴿٧٦﴾ قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ﴿٧٧﴾ وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِي إِلَى يَوْمِ الدِّينِ ﴿٧٨﴾ قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِي إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿٧٩﴾ قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ ﴿٨٠﴾ إِلَى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ ﴿٨١﴾ قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٨٢﴾ إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ ﴿٨٣﴾
٤٥٧