Kur'an-ı Kerim Cüz-23 Sayfa-447
Kur'an-ı Kerim'in 447. sayfasında (37/SÂFFÂT-25) - (37/SÂFFÂT-51) arasındaki ayetler yer almaktadır.
Size ne oldu ki yardımlaşmıyorsunuz. ﴿25﴾ Hayır, onlar bugün teslim olanlardır.﴿26﴾ Ve karşılıklı yönelip birbirlerine (hesap) sorarlar.﴿27﴾ "Gerçekten siz bize, sağ taraftan (Allah taraftarıymış gibi) geliyordunuz." dediler (derler).﴿28﴾ "Hayır, siz mü’min olmamıştınız (Allah’a ulaşmayı dilememiştiniz)." dediler (derler).﴿29﴾ Ve bizim, sizin üzerinizde bir sultanlığımız, hükümranlığımız olmadı (yoktu). Hayır siz azgın bir kavim olmuştunuz. ﴿30﴾ Artık Rabbimizin (azap) sözü üzerimize hak oldu. Muhakkak ki biz, onu (azabı) mutlaka tadacak olanlarız.﴿31﴾ Evet, sizi biz azdırdık. Gerçekten biz azgınlar olmuştuk.﴿32﴾ İşte muhakkak ki onlar, izin günü azapta ortak olanlardır.﴿33﴾ Gerçekten Biz, mücrimlere (suçlulara) işte böyle yaparız. ﴿34﴾ Onlara: "Allah’tan başka İlâh yoktur." denildiği zaman, onlar mutlaka kibirleniyorlardı.﴿35﴾ Ve onlar: "Mecnun (deli) bir şair için, gerçekten biz, ilâhlarımızı terkedenler mi olacağız?" diyorlar(dı).﴿36﴾ Hayır, o hakkı getirdi. Ve mürselleri (gönderilmiş olan resûlleri) tasdik etti.﴿37﴾ Muhakkak ki siz, elîm azabı mutlaka tadacak olanlarsınız. ﴿38﴾ Ve yapmış olduklarınızdan başka bir şeyle cezalandırılmazsınız.﴿39﴾ Allah’ın muhlis (halis) kulları hariç.﴿40﴾ İşte onlar; onlar için malûm (bilinen) bir rızık vardır.﴿41﴾ Ve meyveler, onlar ikram olunanlardır.﴿42﴾ Naîm cennetlerinde.﴿43﴾ Karşılıklı tahtlar üzerinde.﴿44﴾ Onların etrafında akan sudan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.﴿45﴾ Berrak, içenler için lezzetli.﴿46﴾ Onun içinde aklı gideren bir şey yoktur. Ve onlar, ondan (o maiden) sarhoş olmazlar.﴿47﴾ Ve onların yanında, bakışlarını saklayan (sadece onlara çeviren) güzel gözlü kadınlar vardır. ﴿48﴾ Onlar muhafaza edilmiş (el değmemiş) yumurta gibidir.﴿49﴾ Bundan sonra, karşılıklı yönelip birbirlerine sorarlar.﴿50﴾ Onlardan konuşan birisi: "Gerçekten benim bir yakınım vardı." dedi (der).﴿51﴾
447
مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُونَ ﴿٢٥﴾ بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ ﴿٢٦﴾ وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ ﴿٢٧﴾ قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ ﴿٢٨﴾ قَالُوا بَل لَّمْ تَكُونُوا مُؤْمِنِينَ ﴿٢٩﴾ وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُم مِّن سُلْطَانٍ بَلْ كُنتُمْ قَوْمًا طَاغِينَ ﴿٣٠﴾ فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا إِنَّا لَذَائِقُونَ ﴿٣١﴾ فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ ﴿٣٢﴾ فَإِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ ﴿٣٣﴾ إِنَّا كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ ﴿٣٤﴾ إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ ﴿٣٥﴾ وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَّجْنُونٍ ﴿٣٦﴾ بَلْ جَاء بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَلِينَ ﴿٣٧﴾ إِنَّكُمْ لَذَائِقُو الْعَذَابِ الْأَلِيمِ ﴿٣٨﴾ وَمَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٣٩﴾ إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ ﴿٤٠﴾ أُوْلَئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَّعْلُومٌ ﴿٤١﴾ فَوَاكِهُ وَهُم مُّكْرَمُونَ ﴿٤٢﴾ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ ﴿٤٣﴾ عَلَى سُرُرٍ مُّتَقَابِلِينَ ﴿٤٤﴾ يُطَافُ عَلَيْهِم بِكَأْسٍ مِن مَّعِينٍ ﴿٤٥﴾ بَيْضَاء لَذَّةٍ لِّلشَّارِبِينَ ﴿٤٦﴾ لَا فِيهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنزَفُونَ ﴿٤٧﴾ وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِينٌ ﴿٤٨﴾ كَأَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَّكْنُونٌ ﴿٤٩﴾ فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ ﴿٥٠﴾ قَالَ قَائِلٌ مِّنْهُمْ إِنِّي كَانَ لِي قَرِينٌ ﴿٥١﴾
٤٤٧