Kur'an-ı Kerim Cüz-22 Sayfa-437
Kur'an-ı Kerim'in 437. sayfasında (35/FÂTIR-19) - (35/FÂTIR-30) arasındaki ayetler yer almaktadır.
Ve âmâ (kör) olanla basiret sahibi olan (gören) müsavi (eşit) olmaz.﴿19﴾ Ve zulmet (karanlık) ve nur (aydınlık) da (eşit olmaz).﴿20﴾ Ve gölge ve sıcaklık da (eşit olmaz).﴿21﴾ Ve hayy (diri) olanlar ve ölüler eşit olmaz. Muhakkak ki Allah, dilediğine işittirir. Ve sen, kabirlerde (mezarlarda) olanlara işittirici değilsin.﴿22﴾ Sen sadece bir nezirsin (uyarıcısın).﴿23﴾ Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve nezir (uyarıcı) olarak gönderdik. İçinden bir nezir gelip geçmiş olmayan hiçbir ümmet yoktur.﴿24﴾ Ve eğer seni tekzip ediyorlarsa (yalanlıyorlarsa), o taktirde (bil ki) onlardan öncekiler de (resûllerini) yalanlamışlardı. Onların resûlleri, onlara beyyineler (mucizeler, açık deliller) ve zuburi (sayfalar) ve nurlandırıcı kitap getirdiler.﴿25﴾ Sonra inkâr edenleri yakaladım. Bundan sonra inkârım (inkâr edilmem) nasıl oldu? ﴿26﴾ Allah’ın suyu, semadan indirdiğini görmedin mi? Böylece onunla çeşitli renklerde ürünler (meyveler) çıkardık. Ve dağlardan beyaz, kırmızı, çeşitli renklerde ve kara ve kapkara (koyu siyah) yollar (kıldık).﴿27﴾ Ve bunun gibi insanlardan, davarlardan, yürüyen hayvanlardan da çeşitli renkte olanlar vardır. Ancak kullarından ulema (âlimler), Allah’a karşı huşû duyar. Muhakkak ki Allah; Azîz’dir (üstün, yüce), Gafûr’dur (mağfiret eden).﴿28﴾ Muhakkak ki Allah’ın Kitabı’nı okuyanlar, namazı ikame edenler, onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık infâk edenler, asla kesilmeyecek (devam edecek) bir ticaret (kazanç) ümit ederler.﴿29﴾ Onların ecirleri (mükâfatları) onlara vefa edilir (ödenir). Ve (Allah), onlara fazlından artırır. Muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Şekûr’dur (şükredilen).﴿30﴾
437
وَمَا يَسْتَوِي الْأَعْمَى وَالْبَصِيرُ ﴿١٩﴾ وَلَا الظُّلُمَاتُ وَلَا النُّورُ ﴿٢٠﴾ وَلَا الظِّلُّ وَلَا الْحَرُورُ ﴿٢١﴾ وَمَا يَسْتَوِي الْأَحْيَاء وَلَا الْأَمْوَاتُ إِنَّ اللَّهَ يُسْمِعُ مَن يَشَاء وَمَا أَنتَ بِمُسْمِعٍ مَّن فِي الْقُبُورِ ﴿٢٢﴾ إِنْ أَنتَ إِلَّا نَذِيرٌ ﴿٢٣﴾ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَإِن مِّنْ أُمَّةٍ إِلَّا خلَا فِيهَا نَذِيرٌ ﴿٢٤﴾ وَإِن يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ جَاءتْهُمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ وَبِالزُّبُرِ وَبِالْكِتَابِ الْمُنِيرِ ﴿٢٥﴾ ثُمَّ أَخَذْتُ الَّذِينَ كَفَرُوا فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ ﴿٢٦﴾ أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ أَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَأَخْرَجْنَا بِهِ ثَمَرَاتٍ مُّخْتَلِفًا أَلْوَانُهَا وَمِنَ الْجِبَالِ جُدَدٌ بِيضٌ وَحُمْرٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَانُهَا وَغَرَابِيبُ سُودٌ ﴿٢٧﴾ وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ كَذَلِكَ إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ ﴿٢٨﴾ إِنَّ الَّذِينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَّن تَبُورَ ﴿٢٩﴾ لِيُوَفِّيَهُمْ أُجُورَهُمْ وَيَزِيدَهُم مِّن فَضْلِهِ إِنَّهُ غَفُورٌ شَكُورٌ ﴿٣٠﴾
٤٣٧