Kur'an-ı Kerim Cüz-17 Sayfa-326
Kur'an-ı Kerim'in 326. sayfasında (21/ENBİYÂ-45) - (21/ENBİYÂ-57) arasındaki ayetler yer almaktadır.
De ki: “Ben, sizi sadece vahiy ile uyarıyorum.” Ve sağırlar, uyarıldıkları zaman (uyarıldıkları) şeye daveti işitmezler.
﴿45﴾ Ve eğer, onlara Rabbinin azabından bir esinti dokunursa, mutlaka: “Bize yazıklar olsun, gerçekten biz, zalimler olduk.” derler.
﴿46﴾ Ve Biz, kıyâmet günü adalet mizanlarını koyarız. O zaman, kimseye hiçbir şeyle zulmedilmez. Ve hardal tanesi kadar bir ağırlık olsa, onu getiririz (hayat filminde gösteririz). Ve Bize, hesap görücüler kâfidir.﴿47﴾ Ve andolsun ki Biz, Musa (A.S)’a ve Harun (A.S)’a, takva sahipleri için Furkan’ı (Tevrat’ı), bir Işık (Nur) ve Zikir olarak verdik.
﴿48﴾ Onlar, gaybde (görmedikleri halde) Rab’lerine huşû duyarlar. Ve onlar, o saatten (kıyâmet saatinden) korkanlardır.﴿49﴾ Ve bu, Bizim indirdiğimiz Mübarek Bir Zikir’dir. Siz, hâlâ O’nu inkâr edenler misiniz?
﴿50﴾ Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (A.S)’a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik. Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik.
﴿51﴾ (İbrâhîm A.S), babasına ve kavmine şöyle demişti: “Sizin ibadet ettiğiniz bu heykeller nedir?”
﴿52﴾ “Babalarımızı ona (onlara) ibadet ediyor bulduk.” dediler.
﴿53﴾ (İbrâhîm A.S): “Andolsun ki siz ve babalarınız, apaçık dalâlettesiniz.” dedi.
﴿54﴾ “Sen, bize hakkı mı getirdin yoksa sen (bizimle) oyun mu oynuyorsun?” dediler.﴿55﴾ “Hayır sizin Rabbiniz, semaların ve arzın Rabbidir ve onları yaratandır. Ve ben, buna şahit olanlardanım.” dedi.
﴿56﴾ Allah’a yemin olsun, siz arkanızı döndükten (gittikten) sonra ben mutlaka sizin putlarınıza hile yapacağım.
﴿57﴾
326
قُلْ إِنَّمَا أُنذِرُكُم بِالْوَحْيِ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاء إِذَا مَا يُنذَرُونَ ﴿٤٥﴾ وَلَئِن مَّسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِّنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ ﴿٤٦﴾ وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ ﴿٤٧﴾ وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى وَهَارُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَاء وَذِكْرًا لِّلْمُتَّقِينَ ﴿٤٨﴾ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ وَهُم مِّنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ ﴿٤٩﴾ وَهَذَا ذِكْرٌ مُّبَارَكٌ أَنزَلْنَاهُ أَفَأَنتُمْ لَهُ مُنكِرُونَ ﴿٥٠﴾ وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِن قَبْلُ وَكُنَّا بِه عَالِمِينَ ﴿٥١﴾ إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا هَذِهِ التَّمَاثِيلُ الَّتِي أَنتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ ﴿٥٢﴾ قَالُوا وَجَدْنَا آبَاءنَا لَهَا عَابِدِينَ ﴿٥٣﴾ قَالَ لَقَدْ كُنتُمْ أَنتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ ﴿٥٤﴾ قَالُوا أَجِئْتَنَا بِالْحَقِّ أَمْ أَنتَ مِنَ اللَّاعِبِينَ ﴿٥٥﴾ قَالَ بَل رَّبُّكُمْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَى ذَلِكُم مِّنَ الشَّاهِدِينَ ﴿٥٦﴾ وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُم بَعْدَ أَن تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ ﴿٥٧﴾
٣٢٦