Kur'an-ı Kerim Cüz-14 Sayfa-279

share on facebook  tweet  share on google  print  
Kur'an-ı Kerim'in 279. sayfasında (16/NAHL-103) - (16/NAHL-110) arasındaki ayetler yer almaktadır.
direction_left
direction_right

Kur'an Dinle

Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden Cüz-14, Sayfa-279 dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden Cüz-14, Sayfa-279 dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden Cüz-14, Sayfa-279 dinle!
Kuran-ı Kerimin 279. sayfasının mp3 dosyasını indir
Ve andolsun ki Biz, onların: “Fakat O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), ona şüphesiz bir beşer (insan) öğretiyor.” dediğini biliyoruz. Ona isnad ettikleri kişinin lisanı acemidir (Arapça değildir). Bu (Kur’ân-ı Kerim) lisanı ise apaçık Arapça’dır.﴿103﴾ Muhakkak ki Allah, Allah’ın âyetlerine inanmayanları (îmân etmeyenleri) hidayete erdirmez (onların ruhunu Kendisine ulaştırmaz). Ve onlar için elîm azap vardır.﴿104﴾ Sadece Allah’ın âyetlerine inanmayanlar, yalanla iftira ederler. İşte onlar; onlar, yalancılardır.﴿105﴾ Kalbi îmânla mutmain olmuş olduğu halde zorlanan kimse hariç, fakat kim îmânından (hidayete erdikten) sonra Allah’ı inkâr ederse ve kim küfre göğüs açarsa (irşad makamından şüphe edip fıska düşerse, kişinin küfrü talebi sebebiyle, Allahû Tealâ, onun göğsünü küfre açar, şerheder), artık Allah’tan bir gazap onların üzerinedir ve onlar için azîm azap vardır.﴿106﴾ İşte bu, onların dünya hayatını, ahiret hayatına göre daha çok sevmeleri ve Allah’ın, kâfir kavmi hidayete erdirmemesi sebebiyledir.﴿107﴾ İşte onlar, Allah’ın kalplerini, işitme hassalarını ve görme hassalarını tabettiği (mühürlediği) kimselerdir. Ve işte onlar; onlar, gâfillerdir.﴿108﴾ Onların, ahirette hüsrana düşenler olduğuna şüphe yoktur.﴿109﴾ Daha sonra da muhakkak ki senin Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret (göç) edenlere sonra da cihad edip sabredenlere, şüphesiz (bütün) bunlardan sonra, elbette Gafur (mağfiret eden)’dur ve Rahîm (rahmet nuru gönderen)’dir.﴿110﴾
279
وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّهُمْ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُ بَشَرٌ لِّسَانُ الَّذِي يُلْحِدُونَ إِلَيْهِ أَعْجَمِيٌّ وَهَذَا لِسَانٌ عَرَبِيٌّ مُّبِينٌ ﴿١٠٣﴾ إِنَّ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِ اللّهِ لاَ يَهْدِيهِمُ اللّهُ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿١٠٤﴾ إِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِ اللّهِ وَأُوْلئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ ﴿١٠٥﴾ مَن كَفَرَ بِاللّهِ مِن بَعْدِ إيمَانِهِ إِلاَّ مَنْ أُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالإِيمَانِ وَلَكِن مَّن شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِّنَ اللّهِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ ﴿١٠٦﴾ ذَلِكَ بِأَنَّهُمُ اسْتَحَبُّواْ الْحَيَاةَ الْدُّنْيَا عَلَى الآخِرَةِ وَأَنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ ﴿١٠٧﴾ أُولَئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَسَمْعِهِمْ وَأَبْصَارِهِمْ وَأُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ ﴿١٠٨﴾ لاَ جَرَمَ أَنَّهُمْ فِي الآخِرَةِ هُمُ الْخَاسِرونَ ﴿١٠٩﴾ ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُواْ مِن بَعْدِ مَا فُتِنُواْ ثُمَّ جَاهَدُواْ وَصَبَرُواْ إِنَّ رَبَّكَ مِن بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿١١٠﴾
٢٧٩
Üye Girişi
e-posta
Parola
Beni hatırla