Onlar, Kur’ân-ı Kerim’i parça parça kıldılar.
﴿91﴾ Artık Rabbine andolsun ki; onların hepsine mutlaka soracağız.
﴿92﴾ Yapmış oldukları şeylerden.
﴿93﴾ Artık emrolunduğun şeyi açıkça bildir. Ve müşriklerden yüz çevir.
﴿94﴾ Muhakkak ki; Biz, alay edenlere karşı sana kâfiyiz (yeteriz).
﴿95﴾ Allah ile beraber başka ilâh kılanlar (kabul edenler), artık yakında bilecekler (öğrenecekler).
﴿96﴾ Andolsun ki; Biz, onların söylediklerinden dolayı senin göğsünün daraldığını biliyoruz.
﴿97﴾ Öyleyse Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.
﴿98﴾ Ve sana “yakîn” gelinceye (son yakîne, Hakk’ul yakîne, Allah’a köle olmaya ulaşıncaya) kadar Rabbine kul ol!
﴿99﴾
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allah’ın emri geldi. Artık onda (onun muhtevasının gerçekleşmesinde) acele etmeyin. O’nu tenzih edin. Ve O, şirk koşulan şeylerden Yüce’dir.
﴿1﴾ Kullarından dilediği kişinin üzerine “Benden başka ilâh yoktur.” tarzında uyarmaları için melekleri, emrinden ruh ile beraber indirir. Öyleyse Bana karşı takva sahibi olun (ruhunuzu ölmeden evvel Bana ulaştırın).
﴿2﴾ Semaları ve yeryüzünü hak ile yarattı. O, (onların) şirk koştukları şeylerden Yüce’dir.
﴿3﴾ İnsanı bir nutfeden yarattı. Böyle olmasına rağmen o, apaçık hasım (düşman)dır.
﴿4﴾ Ve hayvanlar; onları da O, yarattı. Sizin için onda, (soğuktan) koruyan şeyler ve menfaatler (faydalar) vardır. Ve de ondan (hayvanlardan) yersiniz.
﴿5﴾ (Onları), akşamları otlaktan döndürdüğünüz zaman ve sabahları otlatmaya çıkardığınız zaman sizin için onda bir güzellik vardır.
﴿6﴾