Kur'an-ı Kerim Cüz-12 Sayfa-231
Kur'an-ı Kerim'in 231. sayfasında (11/HÛD-82) - (11/HÛD-88) arasındaki ayetler yer almaktadır.
Artık emrimiz geldiği zaman onu (o şehri) alt üst ettik (onu yükseltip alçalttık). Onların üzerine, istif edilmiş (dizilip hazırlanmış) siccilden (pişirilip sertleştirilmiş kerpiçten yapılmış) taşlar yağdırdık.
﴿82﴾ Rabbinin katında damgalanmıştır (işaretlenmiştir). Ve o, zalimlerden uzak değildir.
﴿83﴾ Ve Medyen kavmine, onların kardeşi Şuayb şöyle dedi: “Ey kavmim, Allah’a kul olun! Sizin için ondan başka ilâh yoktur. Ölçeği ve tartıyı eksiltmeyin. Gerçekten ben sizi hayırda (bollukta, refahta) görüyorum. Ve muhakkak ki ben, ihata eden (kuşatan) günün azabının üzerinize olmasından korkuyorum.”﴿84﴾ Ve ey kavmim, ölçeği ve tartıyı adaletle ölçün (yerine getirin)! İnsanların eşyalarını (haklarını) eksiltmeyin. Ve fesat çıkaranlar (olarak) yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.﴿85﴾ Eğer siz mü’minlerseniz Allah’ın bakiyesi (ticaretin bıraktığı kâr, helâl kazanç) sizin için daha hayırlıdır. Ve ben, sizin üzerinize muhafız (gözleyici) değilim.
﴿86﴾ “Ya Şuayb! Babalarımızın ibadet ettiği şeyleri ve de mallarımız konusunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana namazın mı emrediyor? Muhakkak ki sen, halimsin, reşidsin (rüşde erensin, irşad edensin).” dediler.﴿87﴾ (Şuayb şöyle ) dedi: “Eğer ben, Rabbimden bir delil üzerinde isem ve beni kendinden güzel bir rızıkla rızıklandırdı ise de görüşünüz (bu) mu? Sizi ondan men ettiğim şeyde size muhalefet etmek istemiyorum. Sadece gücümün yettiği kadar ıslâh etmek istiyorum. Benim başarım ancak Allah iledir. Ben, O’na tevekkül ettim ve O’na yöneldim.”
﴿88﴾
231
فَلَمَّا جَاء أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ مَّنضُودٍ ﴿٨٢﴾ مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ وَمَا هِيَ مِنَ الظَّالِمِينَ بِبَعِيدٍ ﴿٨٣﴾ وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ وَلاَ تَنقُصُواْ الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ إِنِّيَ أَرَاكُم بِخَيْرٍ وَإِنِّيَ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ مُّحِيطٍ ﴿٨٤﴾ وَيَا قَوْمِ أَوْفُواْ الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ وَلاَ تَبْخَسُواْ النَّاسَ أَشْيَاءهُمْ وَلاَ تَعْثَوْاْ فِي الأَرْضِ مُفْسِدِينَ ﴿٨٥﴾ بَقِيَّةُ اللّهِ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ وَمَا أَنَاْ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍ ﴿٨٦﴾ قَالُواْ يَا شُعَيْبُ أَصَلاَتُكَ تَأْمُرُكَ أَن نَّتْرُكَ مَا يَعْبُدُ آبَاؤُنَا أَوْ أَن نَّفْعَلَ فِي أَمْوَالِنَا مَا نَشَاء إِنَّكَ لَأَنتَ الْحَلِيمُ الرَّشِيدُ ﴿٨٧﴾ قَالَ يَا قَوْمِ أَرَأَيْتُمْ إِن كُنتُ عَلَىَ بَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّي وَرَزَقَنِي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًا وَمَا أُرِيدُ أَنْ أُخَالِفَكُمْ إِلَى مَا أَنْهَاكُمْ عَنْهُ إِنْ أُرِيدُ إِلاَّ الإِصْلاَحَ مَا اسْتَطَعْتُ وَمَا تَوْفِيقِي إِلاَّ بِاللّهِ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ ﴿٨٨﴾
٢٣١