Kur'an-ı Kerim Cüz-7 Sayfa-128
Kur'an-ı Kerim'in 128. sayfasında (6/EN'ÂM-1) - (6/EN'ÂM-8) arasındaki ayetler yer almaktadır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Hamd semaları ve arzı yaratan, zulmeti ve nuru var eden Allah’a mahsustur. Sonra da kâfirler, Rab’lerine (başka şeyleri) eş (denk, adl) tutuyorlar.
﴿1﴾ Sizi topraktan yaratan, sonra bir ecel (zaman dilimi) tayin eden O’dur. Ve ecel-i müsemma (mekânı ve zamanı belirlenmiş ecel) Allah’ın katındadır. Sonra da siz, şüphe ediyorsunuz.
﴿2﴾ Göklerde ve arzda Allah O’dur. (O Allah, göklerde ve yerdedir.) Sizin sırrınızı (gizlediğinizi) ve açıkladığınızı ve kazanacağınız şeyi bilir.
﴿3﴾ Ve onların Rabbinin âyetlerinden bir âyet gelmemiştir ki; ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
﴿4﴾ Böylece onlara hak geldiği zaman, onu yalanlamışlardı. Fakat alay etmiş oldukları şeyin haberleri yakında onlara gelecek.
﴿5﴾ Sizi yerleştirmediğimiz bir şekilde, yeryüzünde yerleştirdiğimiz nice kavimleri, kendilerinden önce nasıl helâk ettiğimizi görmüyorlar mı? Onlara semadan bol bol yağmur gönderdik. Altlarından nehirler akıttık. Fakat günahları sebebiyle onları helâk ettik. Onlardan sonra da başka nesiller yarattık.
﴿6﴾ Ve eğer sana kâğıtlarda yazılı olarak indirseydik, böylece ona elleri ile dokunsalar bile kâfir olan kimseler, mutlaka: “Bu ancak apaçık bir sihirdir.” derdi.
﴿7﴾ Ve: “Ona bir melek indirilseydi, olmaz mıydı?” dediler. Şâyet bir melek indirseydik, mutlaka iş, olup bitirilirdi. Sonra (onlara) mühlet verilmez.
﴿8﴾
128
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ
﴿١﴾ هُوَ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن طِينٍ ثُمَّ قَضَى أَجَلاً وَأَجَلٌ مُّسمًّى عِندَهُ ثُمَّ أَنتُمْ تَمْتَرُونَ
﴿٢﴾ وَهُوَ اللّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الأَرْضِ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ
﴿٣﴾ وَمَا تَأْتِيهِم مِّنْ آيَةٍ مِّنْ آيَاتِ رَبِّهِمْ إِلاَّ كَانُواْ عَنْهَا مُعْرِضِينَ
﴿٤﴾ فَقَدْ كَذَّبُواْ بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءهُمْ فَسَوْفَ يَأْتِيهِمْ أَنبَاء مَا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
﴿٥﴾ أَلَمْ يَرَوْاْ كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ مَّكَّنَّاهُمْ فِي الأَرْضِ مَا لَمْ نُمَكِّن لَّكُمْ وَأَرْسَلْنَا السَّمَاء عَلَيْهِم مِّدْرَارًا وَجَعَلْنَا الأَنْهَارَ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَنْشَأْنَا مِن بَعْدِهِمْ قَرْنًا آخَرِينَ
﴿٦﴾ وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَابًا فِي قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ
﴿٧﴾ وَقَالُواْ لَوْلا أُنزِلَ عَلَيْهِ مَلَكٌ وَلَوْ أَنزَلْنَا مَلَكًا لَّقُضِيَ الأمْرُ ثُمَّ لاَ يُنظَرُونَ
﴿٨﴾
١٢٨